Tarih: 25 Mayıs 1977
Yer: Dünya (Henüz galaktik imparatorluk kurulmamıştı.)
Hava durumu: Göklerde yıldızlar değil ama sinema salonlarında ışın kılıçları uçuşuyordu.
Bazı günler vardır, sıradan başlar ama evrenin gidişatını değiştirir. 25 Mayıs 1977 de onlardan biri. O gün, George Lucas isimli genç bir yönetmenin uzayda geçen masalsı hikâyesi Star Wars (bizdeki nam-ı diğer: Yıldız Savaşları) ABD’de sinemalarda gösterime girdi. Kimse neyle karşılaşacağını tam olarak bilmiyordu. Gişeciler bile fazla bilet bastırmamıştı. Ne de olsa “Uzayda kovboy filmi mi olur?” diye düşünülüyordu.
Ama oldu. Hem de nasıl oldu!
Lucas’ın Rüyası: Işın Kılıcı ve Baba Sorunları
George Lucas, 70’lerin başında Flash Gordon dizilerine ve Kurosawa’nın Gizli Kale filmine hayran bir gençti. Hayalinde, şövalyelerin ışın kılıcıyla dövüştüğü, kötü adamların imparatorluk kurduğu, uzayın çorak gezegenlerinde geçen bir masal vardı. (Evet, tam anlamıyla bir “space opera”.)
Stüdyolar başlangıçta bu fikre pek sıcak bakmadı. “Uzayda sihir mi olurmuş?” tepkileri aldı. Neyse ki Lucas inatçıydı. 20th Century Fox, projeyi pek anlamasa da “Neyse verin şuna 10 milyon doları da kurtulalım,” dedi.
10 milyonluk bütçe, bugünün Marvel evreni rakamlarıyla kıyaslandığında bir tost ekmeği parasına denk geliyor.
Darth Vader’ın Nefesi, Chewbacca’nın Kürkü, R2D2’nun Biplemeleri…
Filmin içinde yok yoktu:
- Karizmatik ama nefes alırken bile korkutan Darth Vader
- İki ayaklı sinir küpü robot C-3PO ve bipleyerek her şeyi çözen R2-D2
- Kürk içinde bir uzay ayısı: Chewbacca
- Çöl gezegeni Tatooine’de yaşayan mızmız ama kaderi büyük Luke Skywalker
- Ve tabii ki ilk görüşte aşka inanmayan, ama sonra herkesi kurtaran Prenses Leia
Üstelik o zamana dek hiçbir filmde uzay gemileri o kadar hızlı kaçmamış, lazer silahları o kadar çok “piuv piuv” sesi çıkarmamıştı.
Kültür Şoku: Sinema Değil, Fenomendi
Star Wars gösterime girdikten sonra gişeler yıkıldı. İnsanlar sinema salonlarının önünde sabahlıyor, filmi defalarca izliyordu. Oyuncak satışları patladı. Işın kılıçları pazarlarda bile satılır hale geldi. Bir filmden çok daha fazlasıydı bu: Bir yaşam biçimi, bir felsefe, hatta bazıları için bir din!
Düşünsenize, film o kadar etkili oldu ki, günümüzde bile “May the 4th be with you” esprisi yapılabiliyor. (4 Mayıs, Dünya Star Wars Günü ilan edildi.)
Peki Neden Bu Kadar Sevildi?
Çünkü Star Wars, hepimizin içindeki çocuğa seslendi. İyinin kötüyü yeneceğine, içimizde bir “güç” olduğuna, sadık dostların hayat kurtarabileceğine inandırdı bizi. Ayrıca kim ışın kılıcıyla “vınn vınn” sesi çıkararak oynamadı ki?
Son Söz: Uzayda İlk Adım
25 Mayıs 1977, sinema tarihinin kırılma noktasıdır. O gün, bir film vizyona girmedi, bir evren doğdu. George Lucas’ın hayali, milyonların kalbine ışınlandı.
Ve o günden beri birileri hep şunu söylüyor:
“Güç seninle olsun.”
İster bir Jedi ol, ister bir kaçakçı… 25 Mayıs’ta şunu unutma: Hepimizin içinde bir Luke, bir Leia, biraz Han Solo ve bazen de hafif Darth Vader var.
✨🚀