18.Gün…
——————–
18. gün oldu ve hala haber yok… Daha üç gün oldu. Ne kadar ilerlediğini merak ediyorum ve bizim bulunamayacak kadar zor bir yerde olduğumuzu anlayınca yüzünün halini merak ediyorum. Ben senin ölmüş annenim. Ben senin ölmüş babanım. Ben senin dostunum. Ben senin düşüncelerinin… İçine bak düşün anca bulursun beni çünkü içine saklandım ben… Ve ben senin hiç inanmadığın umudunun… Ben senin karamsar halinin…Ve ben senin seninim sana aitim… İkimizin benliğimizi bulabilmesi için birbirimize ihtiyacımız var. Seni bekliyorum…
Kaybedenler…
————————
Kazananların bize taktığı bir lakap. Bizi ezik olarak görüyorlar. Türlü türlü oyunlarına bizleri davet ediyorlar. Onlar için biz bir satranç oyunundaki piyonuz ve onlar da şah ve vezir…. Ve hep piyon olarak kalacağız…
3 Gün Oldu….
————————
Ümidim kayboluyor. Her geçen gün korkuyorum ve yıpranıyorum…. Her geçen gün sonbahara kalkıyorum , yapraklarım dökülüyor ve yaza kalkmayalı çok zaman oldu. Bulabileceğim den emin değilim…En iyisi sonsuza kadar aramak…
Zafer…
—————
Kazananların yaşadıkları mutlu bir duygu… Kaybedenler için kötü bir manzara. Kokuşmuş cesetler, harabe evlerin içinde yanan hatıralar, ağlayan çocuklar ve insan çığlıkları hepsi bir toprak için… Sonunda mutlu olan kim tabi ki de kazananlar.Kaybedenler mutsuz ve üzgün ve hala piyon…
Yenilgi…
—————-
Kaybedenlerin yaşadıkları üzüntü… Önce sessizlik alır bütün dünyayı… Sonra çığlıklar ve ağıtlar duyulmaya başlanır. Sonra gökyüzü ağlar içini döker. Sonra çocuklar gelir gülerler, ne bilecek ki sonuçta çocuk… Sonra ermişler gelir bu da yaşanacaktı der… Sonra hayırcılar gelir her işte bir hayır vardır der. Sonra iyiler gelir hep kötüler kazanır der. Sonra arkada ağlayan çocuklar, kokuşmuş cesetler ve insanların acı çığlıkları kalır… Ve bir anne böyle bir Dünya’ya bebek getirmeye korkar en büyük korkudur bu…
Savaş (Kaybedenlerin Savaş’a Bakış Açısı) …
—————————————————————
Bir toprak için
O kadar can
O kadar kan
O kadar yürek
O kadar kalp
Ağlatılır mı?
Parçalanır mı?
Dökülür mü?
Öldürülür mü?
Bir toprak için
O kadar yetim çocuk
O kadar çığlık
O kadar kokuşmuş ceset
O kadar hatıra
Harap edilir mi?
Bırakılır mı?
Atılır mı?
Yapılır mı?
Soruyorum bunların hepsi lanet olası bir toprak için yapılır mı?
Cevap maalesef evet!…
Savaş (Kazananların Savaş’a Bakış Açısı)…
———————————————————–
Bir toprak için bence
İnsan öldürmeye değer
Bir toprak için bence
Kan akıtmaya değer
Bir toprak için bence
Ağlatmaya değer
Bir toprak için bence
Kalp kırmaya değer
Bir toprak için değer….
Kazananların savaş dedikleri acı bir oyundan başka bir şey değil ve bu acı oyunu oynamaktan zevk alıyorlar…
Bir Çocuğun Hayali…
——————————-
Gözlerimi açtığımda mutlu olmak istiyorum… Başımda annemin, ayak ucumda babamın yattığını görmek istiyorum. Gözlerimi açtığımda masmavi gökyüzünü görmek istiyorum. Duymaya başladığımda acı çığlıkları değil sevinç çığlıklarını duymak istiyorum…Konuşmaya başladığımda ümit verici ve güzel şeyler konuşmak istiyorum küfür etmek istemiyorum… Ve siz benden gözlerimi,kulaklarımı,ağzımı aldınız…Daha ne kaldı ki zaten…Bırakın da ümit bize kalsın…
Barış….
——————–
Savaşın, kaybedenin, kazananın, rekabetin olmadığı bir dünya… Savaş varken barış bir ütopya…
Barış Ütopyası…
————————-
Bu ütopyada gülen çocuklara yer var
Ağlayan çocuklara yer yok
Bu ütopyada sevince yer var
Üzülmeye yer yok…
Bu ütopyada umuda yer var
Karamsarlığa yer yok
Bu ütopyada iyilere yer var
Kötülere yer yok…
Barış bir ütopya…
Zafer Ütopyası…
—————————-
Bu ütopyada zaferin verdiği mutluluk var
Ama savaşın bıraktığı acı var
Savaşın bıraktığı hatıralar var
Acı çığlıklar kulakların içine yer etmiş bu ütopyada
Kazananların piyonları var bu ütopyada
Kazananların hep kazanacağı, kaybedenlerin hep kaybedeceği bir ütopya
Rekabetin olduğu bir ütopya
Ve bu ütopya da acıya
sevgiye yer yok!…
Yazar: Cansu Porsuk (Devamı 2-3 gün Sonra) (Mutlu Çocuk)