Her şeyi çok iyi hatırlıyordum; sözcükler, bakışlar, ses tonu—hepsi o an sanki yeniden can bulmuş gibiydi. Şimdi okul odasındaydım; Adèle resim çiziyordu. Eğilip onun kalemini yönlendirdim. Birden irkildi, başını kaldırdı: “Neyiniz var, matmazel? Parmaklarınız yaprak gibi titriyor ve yanaklarınız kıpkırmızı: ama öyle kırmızı ki, neredeyse kiraz gibi!” dedi. “Başımı eğdiğim için sıcakladım, Adèle,” diye cevap…
Jane Eyre
Jane Eyre – Bölüm 16 (Sadece İki Sayfa)
Olduğum yerde öylece kalakalmıştım; Grace Poole’un serinkanlılığı ve çözülmesi imkânsız gibi görünen ikiyüzlülüğü karşısında adeta nutkum tutulmuştu. Tam o sırada aşçı içeri girdi. “Bayım Poole,” dedi Grace’e seslenerek, “hizmetçilerin yemeği neredeyse hazır, aşağı iner misiniz?” “Hayır; yarım litrelik bir bira ve biraz pudingi tepsiye koy, yukarı çıkarırım.” “Et de ister misiniz?” “Azıcık bir parça; bir…
Jane Eyre – Bölüm 16 (Sadece İki Sayfa)
“Ne garip bir durum bu!” dedim, alçak bir sesle. Sonra ona dikkatle bakarak sordum:“Bay Rochester kimseyi uyandırmadı mı? Hiç kimse onun hareket ettiğini duymadı mı?” Yine gözlerini bana çevirdi—bu kez bakışlarında belli belirsiz bir bilinç hali vardı. Sanki beni temkinle süzdü; sonra yanıtladı:“Hizmetçiler, bilirsiniz ya Miss, epeyce uzakta uyurlar. Duyacak gibi değillerdi. Bayan Fairfax’ın odasıyla…
Jane Eyre – Bölüm 16 (Sadece İki Sayfa)
O uykusuz gecenin ertesi günü Bay Rochester’ı görmeyi hem çok istedim hem de bundan tedirgin oldum. Sesini tekrar duymayı arzuluyordum ama göz göze gelmeye cesaret edemiyordum. Sabahın ilk saatlerinde, her an çıkıp gelecekmiş gibi bir beklenti içindeydim. Gerçi okul odasına pek uğramazdı, ama ara sıra birkaç dakika uğradığı da olurdu. O gün kesin geleceğini hissediyordum…
Jane Eyre – Bölüm 15 (Son İki Sayfa)
Elini uzattı; ben de kendi elimi ona verdim. Önce bir eliyle tuttu, sonra her iki eliyle kavradı. “Hayatımı kurtardınız; size böylesine büyük bir borçlu olmak bana tuhaf bir haz veriyor. Daha fazlasını söyleyemem. Bu kadar derin bir minnetin alacaklısı olsaydım ve bu kişi sizden başka biri olsaydı, bunu asla kabullenemezdim; ama siz… Siz farklısınız. Sizin…
Jane Eyre – 15. Bölüm (Sadece İki Sayfa)
Bay Rochester dikkatle dinledi; ben konuştukça yüzündeki ifade hayret değil, daha çok kaygı doluydu. Sözlerimi bitirdiğimde hemen konuşmadı. “Mrs. Fairfax’ı çağırayım mı?” diye sordum. “Mrs. Fairfax mı? Hayır; onu ne diye çağıracaksın ki?Ne yapabilir? Bırak rahat uyusun.” “Öyleyse Leah’yı getireyim, John ile karısını uyandırayım.” “Hiç gerek yok: sadece yerinde kal. Üzerinde bir şal var, değil…
Jane Eyre – 15. Bölüm (Sadece İki Sayfa)
“Bu Grace Poole muydu? Ve içine şeytan mı girmişti?” diye düşündüm. Artık kendi başıma kalmam mümkün değildi; Bayan Fairfax’in yanına gitmeliydim. Hızla üstüme bir elbise geçirip bir şal aldım; kapı sürgüsünü açtım, titreyen ellerimle kapıyı araladım. Koridorda, paspasın üzerinde bir mum yanıyordu. Bu durum beni şaşırttı; ama asıl şaşkınlığım, havada bir pus, dumanımsı bir bulanıklık…
Jane Eyre – Bölüm 15 (Sadece İki Sayfa)
Her ne kadar artık mumumu söndürüp yatağa uzanmış olsam da, bir türlü uyuyamıyordum. Bay Rochester’ın o gün cadde boyunca yürürken durup, kaderinin karşısına çıkıp Thornfield’da mutlu olma cesaretini gösterdiğini anlattığı an gözümün önünden gitmiyordu. “Neden olmasın ki?” diye düşündüm. “Onu bu evden uzaklaştıran ne? Yine mi gidecek yakında?” Bayan Fairfax, onun burada en fazla iki…
Jane Eyre – Bölüm 15 ( Sadece İki Sayfa)
Ancak gece kendi odama çekildikten sonra, Bay Rochester’ın bana anlattığı hikâyeyi ciddi bir şekilde düşünmeye başladım. Onun da dediği gibi, anlatının içeriğinde aslında olağanüstü sayılacak hiçbir şey yoktu: Zengin bir İngiliz’in bir Fransız dansöze duyduğu tutku ve kadının ona ihanet etmesi, kuşkusuz toplumda sıkça rastlanan sıradan olaylardandı. Ama yine de, Bay Rochester’ın o anda içinde…
Jane Eyre – Bölüm 15 ( Sadece İki Sayfa)
“Ah! O halde kısa kesmeliyim. Pencereyi açıp içeri daldım; Celine’i korumam altından azat ettim; oteli terk etmesi için kendisine ihtar verdim; acil ihtiyaçlarını karşılaması için bir kese para teklif ettim; çığlıklarını, sinir krizlerini, yakarışlarını, yeminlerini, bayılmalarını umursamadım. Vikontla Bois de Boulogne’da bir randevu kararlaştırdım. Ertesi sabah kendisiyle karşılaşma şerefine nail oldum; zavallının zayıf, tavuk kanadı…