Düşünceleri Son Bir Söz Bu tür ayrıntılar, özellikle günümüzde, moda tabirle söylemek gerekirse, Digne Piskoposu’na bir “panteist” havası verebilir. Hatta bazıları, onun, zamanımızda sadece zihinlerde filizlenip büyüyerek dinlerin yerini alan kişisel bir felsefeye sahip olduğu fikrini bile düşünebilir. Fakat şunu açıkça belirtmek gerekir ki, Monsenyör Bienvenu’yu tanıyan hiçbir kimse, onun hakkında böyle bir düşünceyi haklı…
Kategori: Dünya Klasikleri – Türkçe
Sefiller – XIII. Bölüm
Onun İnancı Dini bakış açısını sorgulamak, Digne Piskoposu için gereksizdir. Böyle saf bir ruh karşısında tek hissettiğimiz şey, derin bir saygıdır. Doğru bir insanın vicdanına güven duyulur, sözlerine inanılır. Dahası, bazı özel karakterler için, bizlerin inançlarından farklı bir inançta olsa bile, insan erdeminin en yüce değerlerinin orada da yeşerebileceğine inanırız. Bu öğreti ya da gizemlerle…
Sefiller – XII.Bölüm
Monseigneur Bienvenu’nün Yalnızlığı Bir piskoposun etrafında, tıpkı bir generalin genç subaylarla çevrili olduğu gibi, genellikle bir grup genç rahip bulunur. Aziz François de Sales, bu genç rahipleri “çaylak din adamları” olarak tanımlar. Her mesleğin, başarıyı yakalamış kişilere eşlik eden istekli adayları vardır; her güç sahibinin çevresinde bir kalabalık, her servetin bir sarayı ve onu çevreleyen…
Sefiller – XI. Bölüm
Bir Uyarı Monseigneur Bienvenu’yu “bir filozof piskopos” ya da “vatansever bir rahip” olarak görmek, büyük bir yanılgıdır. Onun, neredeyse “birleşme” olarak tanımlanabilecek G ile karşılaşması, içinde hafif bir şaşkınlık uyandırmış ve onu daha da yumuşak bir insan haline getirmiştir. Gerisi ise bundan ibarettir. Monseigneur Bienvenu, her şeyden önce, siyasi bir figür olmaktan oldukça uzaktı; ancak…
Sefiller – X. Bölüm
Başpiskopos, Bilinmeyen Bir Işığın Huzurunda “Önceki sayfalarda bahsi geçen mektuptan kısa bir süre sonra, başpiskopos, şehir halkının gözünde dağlardaki haydutların arasından geçmekten bile tehlikeli sayılabilecek bir işe girişti. Digne yakınlarındaki kırsal bir bölgede, yalnız başına yaşayan bir adam vardı. Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse, bu adam eski bir Devrim Meclisi üyesiydi. Adı ise G. olarak biliniyordu.”…
Sefiller – IX. Bölüm
Kız Kardeşin Anlattığı Erkek Kardeş M. l’Évêque de Digne’nin evinde, iki kutsal kadının, kadınlıklarının doğal korkuları ve kaygılarına rağmen, düşüncelerinin, içgüdülerinin ve hatta hareketlerinin nasıl ev sahibinin alışkanlıklarına ve niyetlerine tamamen uyum sağladığını en iyi şekilde gösteren örnek, Matmazel Baptistine’in, çocukluk arkadaşı Madame la Vicomtesse de Boischevron’a yazdığı mektuptur. Bu mektup şu an elimizdedir. Digne,…
Sefiller – VIII.Bölüm
“İçki sonrası akıl ermez.” Bahsedilen senatör, engelleri hiçe sayarak kararlılıkla hedefine doğru ilerleyen, “vicdan”, “yeminli sadakat”, “adalet” ve “görev” gibi kavramları göz ardı eden bir adamdı. Eski bir savcıydı; başarısı, onu yumuşatmıştı. Kötü bir insan sayılmazdı, ancak çevresindekilere—oğullarına, damatlarına, akrabalarına, hatta arkadaşlarına—her türlü küçük yardımı sağlamakta bir sakınca görmüyordu. Hayatın sadece iyi yanlarından, fırsatlarından yararlanmayı…
Sefiller – VII. Bölüm
Cravette Burada mutlaka vurgulamamız gereken önemli bir durum var; bu, Digne Piskoposu’nun karakterinin ne denli derin ve güçlü olduğunu en iyi şekilde gösteriyor. Gaspard Bès’in, Ollioules geçitlerini istila eden haydut çetesinin yok edilmesinin ardından, teğmenlerinden biri olan Cravatte dağlara sığındı. Gaspard Bès’in birliğinden sağ kalan haydutlarla birlikte bir süre Nice bölgesinde gizlendikten sonra Piedmont’a geçti….
Sefiller – VI. Bölüm
Evini kimlerin koruduğuna gelirsek… Yaşadığı ev, zemin katta üç oda, üst katta üç yatak odası ve en üstte bir tavan arası bulunan, oldukça geniş ve rahat bir mekândı. Evin arkasında ise bir çeyrek dönümlük bir bahçe yer alıyordu. Üst katta iki kadın kalırken, Başpiskopos alt katta yaşamaktaydı. İlk oda, sokağa bakan yemek odasıydı; ikinci oda…
Sefiller – V. Bölüm
Monseigneur Bienvenu’nün cüppelerini uzun süre giymesi, şehirde sıkça konuşulan bir konu haline gelmişti. M. Myriel’in içsel dünyası, dış dünyasına yansıyan düşüncelerle tam bir uyum içindeydi. Eğer birisi dikkatle bakabilseydi, Digne piskoposunun gönüllü olarak kabul ettiği bu yoksulluk hali, hem derin bir ciddiyet hem de etkileyici bir zarafetle çevresine yansıyan bir manzara oluştururdu. Tüm yaşlılar ve…