Hayat doğduğunda masum bir bebekti.İçinde ne kötülük vardı ne de kötü düşünceler vardı.Hayat 1 yaşına bastığında ilk gülmeyi sonrada birileri ona vurunca ağlamayı öğrendi.Hayat çok güzel bir çocuktu.Sonra hayat 2 yaşına basınca birazcık daha insanları anlamaya başladı.Ama bu yaşındayken hep oyun oynuyordu.Ne zaman ki Büyüyüp 12 yaşına gelince hayat birden bire değişti.Hırçınlaştı…Hayatta olan bu değişikliğe biz de alışık değildik.Ama bu değişikliğin ilk belirginlik özelliği huysuzluk yapmasıydı.Her şeye kızardı bağırırdı.Sonraları hayat bize bazen gülmeyi öğrettiği gibi ağlatmayı da hatırlattı.Aslında hayat böyle yaparak biz insanlara başkalarını düşündürmeyi öğretti.Sonra anladık ki şuan bizim yaşadığımız şey hayatmış.Biz ölünce o da ölüyormuş ve tekrar yeni birisinin Dünya’ya gelmesiyle hayat tekrar doğuyormuş.Aslında hayat bize hem kötüyü hem iyiyi öğretiyormuş.Bizim ikinci annemiz oymuş. Bize hayatın gerçeklerini yaşayarak öğretiyormuş ve bizde niye hep biz diye isyan ediyormuşuz. Aslında isyan etmemeliydik. Eğer isyan ettiğimiz her zaman hayat bizi ağlatıyormuş meğer.Hayat bize yaşamayı öğretti ama biz maalesef hayatın değerini bilemedik ne yazık ki…Bunu anladığımızda da iş işten geçmişti.Artık hayat bile hayatı öğretmekten yorulmuş bir haldeydi ve sonsuz uykuya dalıyordu.Bir daha uyanmayacaktı belki de kim bilebilir ki.Aslında hayat uyumakta haklıydı ve hayat bir çocuk gibi sonsuz bir uykuya dalıp gidivermişti şimdi bu dünyadan.
Yazar:Cansu Porsuk(Mutlu Çocuk)
[polldaddy poll=9048988]