80 yılların başörtü darbelerini anlatan ve içinde İslam dininden bahseden muhteşem bir kitap.Kitabı elinize aldığınızda bir fiyakalı yapısı olduğunu fark ediyorsunuz ama benim sevmediğim yön sayfa sayısının az olması.Kitap kurtları bu kitabı peynir ekmek gibi yer bitirirler 2-3 günde ve okumaktan vazgeçemezler.Bazı bölümlerinde sıkılabilirsiniz ama gerçekten 80 li yılların darbesini gerçekten de adeta güzel bir edebi dille aktarıyor. Kehf süresinden bahsediyor,unutmaktan bahsediyor ve bazı isimleri kısaltarak söylüyor okurken zorlanabilirsiniz ama gerçekten zorlanmaya değecek bir kitap.Ben 12 TL’ye aldım Remzi Kitabevinden.Şimdi size Kitabın Arkasında yazan Özeti yazıyorum:
“Niçin Böylesin sen?”
“Çünkü insanım…”
“Bu direnci nereden alıyorsun?”
“İçimdeki saklı kitaptan ve ruhumun gezindiği yerlerden…”
Fişler,kayıtlar,tutulmuş notlar,yuvarlak içine alınmış “T” harfiyle damgalanmış,kabarık dosyalara istif edilmiş hayatlar…Oysa hepsinin bir ismi vardı bugüne kadar.Hayır,bu odada hiçbirinin ismi yok;hepsi “T” den ibaret…
Srry,Shrysf,Mhdvrn,Mcd,Glstn,Dry,Blks…
“Kesik Saçlı Kızlar Çetesi”…Ashab-ı Kehf’i bugüne bağlayan bir ipti onların hikayesi.
Bir de Kıtmirleri vardı.
Kıtmir nasıl sadıksa mağara arkadaşlarına o da öyle sadakatle sakladı hepsinin ismini.Çünkü hayatı sıcak bir mayıs öğleden sonrası okudukları Kehf Suresi’yle değişmişti.Kıtmirdi artık o.Onları bir daha hiç bırakmayacağını ta içinde hissetmişti
Sibel Eraslan ,28 Şubat’la savrulan, yerinden koparılan sürekli kendilerini izleyen bir gözle,”Tepegöz”le yaşatılan bir neslin romanını yazdı.Onlar bir direnci,direnişi,masumiyeti,nezaketli,safiyeti taşıyan birer ırmaktı.
Çünkü onlar içlerindeki “saklı kitabı” her şeye rağmen koruyanlardı…