Jane Eyre – Bölüm 21 ( Sadece İki Sayfa)

Bir sabah, bir yüzü tasarlamaya başladım: Ne tür bir yüz olacağını pek önemsemedim, hatta bilmiyordum. Yumuşak siyah bir kurşun kalem aldım, ucunu genişlettim ve çalışmaya koyuldum. Çok geçmeden kâğıda geniş ve belirgin bir alın çizgisi ile kareye yakın bir alt yüz hattı çıkardım: bu hat beni mutlu etti; parmaklarım ise hızla yüz hatlarını doldurmaya devam […]

Continue Reading

Jane Eyre – Bölüm 20 (Sadece İki Sayfa)

Saat artık beş buçuk olmuştu ve güneş doğmak üzereydi; ama mutfak hâlâ karanlık ve sessizdi. Yan koridor kapısı kilitliydi; kapıyı olabildiğince sessizce açtım: avlu tamamen sessizdi; fakat kapılar ardına kadar açıktı ve dışarıda, atları hazır koşumlanmış, post-kamyonet ile şoförü yerinde oturmuş olarak bekliyordu. Yanına yaklaştım ve beyefendilerin geldiğini söyledim; başını salladı. Ardından dikkatle etrafa baktım […]

Continue Reading

Jane Eyre – Bölüm 18 (Sadece İki Sayfa)

“Görünüşe bakılırsa, yanlış bir zamanda gelmişim, hanımefendi,” dedi, “arkadaşım Bay Rochester evde yokken; fakat ben çok uzun bir yolculuktan geldim ve sanırım eski ve samimi bir tanışıklığın verdiği cesaretle, kendimi burada onun dönene kadar konuk sayabilirim.” Davranışları nazikti; konuşmasındaki aksanı ise bana bir hayli alışılmadık geldi—tam anlamıyla yabancı değil, ama tamamen İngiliz de sayılmazdı. Yaşı […]

Continue Reading

Sefiller – XIII. Bölüm

Onun İnancı Dini bakış açısını sorgulamak, Digne Piskoposu için gereksizdir. Böyle saf bir ruh karşısında tek hissettiğimiz şey, derin bir saygıdır. Doğru bir insanın vicdanına güven duyulur, sözlerine inanılır. Dahası, bazı özel karakterler için, bizlerin inançlarından farklı bir inançta olsa bile, insan erdeminin en yüce değerlerinin orada da yeşerebileceğine inanırız. Bu öğreti ya da gizemlerle […]

Continue Reading

Sefiller – X. Bölüm

Başpiskopos, Bilinmeyen Bir Işığın Huzurunda “Önceki sayfalarda bahsi geçen mektuptan kısa bir süre sonra, başpiskopos, şehir halkının gözünde dağlardaki haydutların arasından geçmekten bile tehlikeli sayılabilecek bir işe girişti. Digne yakınlarındaki kırsal bir bölgede, yalnız başına yaşayan bir adam vardı. Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse, bu adam eski bir Devrim Meclisi üyesiydi. Adı ise G. olarak biliniyordu.” […]

Continue Reading

Sefiller – IX. Bölüm

Kız Kardeşin Anlattığı Erkek Kardeş M. l’Évêque de Digne’nin evinde, iki kutsal kadının, kadınlıklarının doğal korkuları ve kaygılarına rağmen, düşüncelerinin, içgüdülerinin ve hatta hareketlerinin nasıl ev sahibinin alışkanlıklarına ve niyetlerine tamamen uyum sağladığını en iyi şekilde gösteren örnek, Matmazel Baptistine’in, çocukluk arkadaşı Madame la Vicomtesse de Boischevron’a yazdığı mektuptur. Bu mektup şu an elimizdedir. Digne, […]

Continue Reading

Sefiller – V. Bölüm

Monseigneur Bienvenu’nün cüppelerini uzun süre giymesi, şehirde sıkça konuşulan bir konu haline gelmişti. M. Myriel’in içsel dünyası, dış dünyasına yansıyan düşüncelerle tam bir uyum içindeydi. Eğer birisi dikkatle bakabilseydi, Digne piskoposunun gönüllü olarak kabul ettiği bu yoksulluk hali, hem derin bir ciddiyet hem de etkileyici bir zarafetle çevresine yansıyan bir manzara oluştururdu. Tüm yaşlılar ve […]

Continue Reading

Sefiller – IV. Bölüm

Eserler, tıpkı sözcükler gibi, derin izler bırakır; zamanla silinmeyen, kalıcı etkiler yaratır. Sohbeti nazik ve neşeliydi. İki yaşlı kadının anlayabileceği bir dil kullanıyor, onlara tam anlamıyla uyum sağlıyordu. Gülüşü ise, bir okul çocuğunun gülüşü gibi saf, içten ve katıksızdı. Madame Magloire, ona her zaman “Yüce Efendim” diye hitap etmeyi severdi. Bir gün, koltuğundan kalkıp kütüphaneye […]

Continue Reading