Sefiller – Sekizinci Kitap – II. Bölüm

Fantine’in Mutluluğu Fantine, ne şaşkınlıkla ne de heyecanla tepki verdi; çünkü içinde bulunduğu an, saf mutluluğun ta kendisiydi. Sadece tek bir soru sordu:– Peki ya Cosette? Bu soru, öylesine derin bir güven, sarsılmaz bir inanç ve mutlak bir huzurla sorulmuştu ki içinde en ufak bir kuşku ya da endişe yoktu. Bu yüzden yanıt vermek zordu. […]

Continue Reading

Sefiller – Sekizinci Kitap – I. Bölüm

Gün ışığı yavaşça doğuyordu. Fantine, ateş ve uykusuzluk içinde geçen bir geceyi geride bırakmıştı; ancak bu geceye, mutluluk veren anıların da gölgesi düşmüştü. Sabah olunca derin bir uykuya dalmıştı. Onun başucunda bekleyen Rahibe Simplicité, Fantine’in uyuduğunu fark edip, bu fırsatı değerlendirerek yeni bir kininalı ilaç hazırlamaya gitmişti. Değerli rahibe, bir süredir infirmerinin laboratuvarında ilaçlar ve […]

Continue Reading

Sefiller – Yedinci Kitap – VI. Bölüm

Kız Kardeş Simplice Sınanıyor Fantine o gün sevinç içindeydi. Oysa geceyi korkunç bir halde geçirmişti. Kesilmeyen öksürük nöbetleri, yükselen ateşi ve karabasanlarla dolu rüyalar… Sabah olduğunda, doktor geldiğinde hâlâ sayıklıyordu. Doktor, yüzündeki endişeyi gizleyememiş ve derhâl M. Madeleine’e haber verilmesini istemişti. Sabah boyunca dalgın bir hâlde yatmıştı. Çok az konuşuyor, çarşaflarını katlarken uzak mesafeler ölçüyormuş […]

Continue Reading

Sefiller – Altıncı Kitap – I. Bölüm

Dinlenmenin Başlangıcı Bay Madeleine, Fantine’i kendi evindeki revirine taşıttı. Onu şefkatle rahibelere emanet etti; Fantine, temiz bir yatağa yatırıldı. Ancak o gece Fantine’i bir huzursuzluk sarmıştı. Yüksek bir ateşle kıvranıyor, sayıklıyor, arada bir yüksek sesle konuşuyordu. Neyse ki sabaha doğru bu telaş yerini derin bir uykuya bıraktı. Ertesi gün, öğle vakitleri yaklaşırken Fantine gözlerini araladı. […]

Continue Reading

Sefiller – Dördüncü Kitap – I. Bölüm

Bir Anne Diğerini Karşılar Bir lokantanın önünde bir kamyon ya da at arabası görmek, o dönemde oldukça sıradan bir manzaraydı. Ancak, 1818 yılı baharının bir akşamında, Waterloo Alayı Lokantası’nın önünde park etmiş bu araç, bir ressamın dikkatini çekecek kadar alışılmadık bir görünüm sergiliyordu. Bu araç, ormanlık bölgelerde büyük kütükleri ve ağaç gövdelerini taşımak için kullanılan, […]

Continue Reading