Jane Eyre – Bölüm 8

Saat beşe varmadan dersler bitmiş, herkes çay içmek için yemekhaneye gitmişti. Artık aşağı inmeye cesaret edebildim. Koridorlar karanlığa gömülmüştü. Sessizce bir köşeye çekilip yere oturdum. Şimdiye kadar beni ayakta tutan o direnç yavaş yavaş tükeniyordu. İçimde biriken keder öylesine ağırdı ki sonunda kendimi tahtaların üzerine bıraktım, yüzümü soğuk zemine dayadım. Artık gözyaşlarımı tutmuyordum; Helen Burns […]

Continue Reading

Jane Eyre – Bölüm 7

İlk çeyreğim Lowood’da bana bir çağ kadar uzun gelmişti—ama asla altın bir çağ gibi değil. Yeni düzene ve alışılmadık görevlere uyum sağlamak için verdiğim zorlu mücadele, yaşadığım fiziksel sıkıntılardan bile daha ağır geliyordu. Oysa bedenimin çektiği acılar da azımsanacak gibi değildi. Kış boyunca, Ocak’tan Mart’a kadar, Lowood’u çevreleyen duvarların dışına çıkmamıza neredeyse hiç izin verilmiyordu. […]

Continue Reading

Sefiller – Üçüncü Kitap – VIII. Bölüm

Bir Atın Ölümü – Edon’da, Bombarda’dan daha iyi yemek yenir, diye haykırdı Zéphine. – Ben Edon’u tercih ederim, dedi Blachevelle. Bombarda daha lüks, daha Asya tarzı. Aşağıdaki salona bakın. Duvarlarda aynalar var. – Ben tabağımda daha çok seviyorum, dedi Favourite. Blachevelle, ısrarla devam etti: – Bıçaklara bakın. Bombarda’da saplar gümüş, Edon’da ise kemik. Gümüş, kemikten […]

Continue Reading