Jane Eyre – Bölüm 18 ( Sadece İki Sayfa)

“Eminim ki, albay,” diye haykırdı Lady Ingram, “böylesine alçak bir sahtekâra cesaret vermek istemezsiniz, değil mi? Onu derhal kovun, her ne olursa olsun!” “Ama, hanımefendi, onu gitmeye ikna edemiyorum,” dedi uşak; “ne de ki diğer hizmetçiler de. Şu anda Bayan Fairfax onunla beraberdir, gitmesi için rica ediyor; fakat o şöminenin köşesine bir sandalye çekmiş ve […]

Continue Reading

Jane Eyre – Bölüm 18 (Sadece İki Sayfa)

“Görünüşe bakılırsa, yanlış bir zamanda gelmişim, hanımefendi,” dedi, “arkadaşım Bay Rochester evde yokken; fakat ben çok uzun bir yolculuktan geldim ve sanırım eski ve samimi bir tanışıklığın verdiği cesaretle, kendimi burada onun dönene kadar konuk sayabilirim.” Davranışları nazikti; konuşmasındaki aksanı ise bana bir hayli alışılmadık geldi—tam anlamıyla yabancı değil, ama tamamen İngiliz de sayılmazdı. Yaşı […]

Continue Reading

🎥 Legends of Turkish Cinema: Behind the Scenes of Laughter, Love, and Courage

Ahhh, Turkish cinema… Not just a form of entertainment, but a mirror of our culture, a treasure where humor and drama merge. And the names carrying this treasure? Of course, legends like Kemal Sunal, Türkan Şoray, and Cüneyt Arkın! 🎬✨ 🎭 Kemal Sunal: The Golden Child of Turkish Comedy What comes to mind first when […]

Continue Reading

Sefiller – Sekizinci Kitap – III. Bölüm

JAVERT’İN MEMNUNİYETİ Olaylar şu şekilde gelişti: Gece yarısını yarım saat geçmişti ki Mösyö Madeleine, Arras ceza mahkemesinin salonundan çıktı. Önceden yer ayırttığı posta arabasına yetişmek için doğruca kaldığı hana gitti. Sabahın erken saatlerinde, altıya doğru Montreuil-sur-Mer’e vardı ve ilk işi, Mösyö Laffitte’e yazdığı mektubu postaya vermek oldu. Ardından, doğrudan hastaneye giderek Fantine’i görmek istedi. Bu […]

Continue Reading

Sefiller – Yedinci Kitap – X. Bölüm

Reddetme Sistemi Tartışmaların sonuna gelinmişti. Başkan, sanığı ayağa kaldırarak usul gereği sorusunu sordu:– Savunmanıza ekleyecek bir şeyiniz var mı? Adam, elindeki yıpranmış beresiyle oynuyor, sanki soruyu duymamış gibi davranıyordu. Başkan, soruyu bir kez daha yineledi. Bu sefer adam duydu. Anladığını belli eden bir hareket yaptı; sanki derin bir uykudan uyanmış gibi doğruldu. Gözlerini çevrede gezdirdi; […]

Continue Reading

Sefiller – Yedinci Kitap – VII. Bölüm

Yolcu, vardığı anda geri dönüş hazırlığı yapar. Akşam saat sekize doğru, izlediğimiz küçük araba, Arras’taki Posta Hanı’nın kemerli girişine yanaştı. Arabadan inen yolcu, han çalışanlarının telaşlı ilgisine kayıtsızca karşılık verdi, yardıma gelen atı geri gönderdi ve küçük beyaz atını kendi elleriyle ahıra götürdü. Daha sonra hanın zemin katındaki bilardo salonunun kapısını iterek içeri girdi, bir […]

Continue Reading

Tarihte Bugün: 15 Ocak’ın İz Bırakan Olayları

Tarih, her gün kendi hikâyelerini yazan bir defter gibidir. Bugün, 15 Ocak! Haydi, bugünün tarihine iz bırakan olaylara birlikte göz atalım. 1559 – I. Elizabeth İngiltere Kraliçesi Oldu Bugün, İngiltere tarihinde bir dönüm noktası olan bir gün. 1559 yılında I. Elizabeth, İngiltere tahtına çıktı ve uzun süren saltanatı boyunca ülkesini kültürel, politik ve ekonomik açıdan […]

Continue Reading

Sefiller – Yedinci Kitap – IV. Bölüm

Uykuda Acının Aldığı Biçimler Gece yarısını çoktan geçmiş, saat üçü vurmuştu. Beş saattir neredeyse hiç durmadan yürüyordu. Yorgunluktan bitap düşmüş bir halde, sonunda kendini bir sandalyeye bıraktı. Sandalyede uyuyakaldı ve bir rüya gördü. Bu rüya, çoğu rüya gibi, yaşadığı durumla belirsiz, uğursuz ve acı dolu bir bağ taşıyordu. Ancak öylesine derin bir iz bırakmıştı ki, […]

Continue Reading

Sefiller – Beşinci Kitap – X. Bölüm

Başarı devam ediyordu. Kışın sonunda işten çıkarılmıştı; yaz geçip gitmişti, ama kış yeniden geri dönmüştü. Kısa günler, azalan işler. Kışta ne ısınma var, ne de ışık; öğle vakti kaybolmuş, akşam ise sabaha yakın bir zaman diliminde karanlık, sis ve alacakaranlık içinde kayboluyordu. Pencereler gri, iç mekan karanlık… Gökyüzü sanki bir havalandırma deliği gibi. Bütün bir […]

Continue Reading

Sefiller – Beşinci Kitap – VIII. Bölüm

Madame Victurnien, ahlaka her ay otuz beş frank harcıyordu. Fantine, bir sabah uyandığında, hayatının farkına vararak kısa bir mutluluk anı yaşadı. Çalışmak ve bu yolla geçinmek, ne büyük bir Tanrı lütfu! Gerçekten de çalışmanın tadı ona geri dönmüştü. Bir ayna almıştı, gençliğine, güzel saçlarına ve dişlerine bakarak sevinç duydu; geçmişin birçok acısını unuttu, tek düşündüğü […]

Continue Reading