Sefiller – Sekizinci Kitap – V. Bölüm (Son Bölüm)

Uygun Bir Mezar Javert, Jean Valjean’ı kentin hapishanesine teslim etti. M. Madeleine’in tutuklanması, Montreuil-sur-Mer’de büyük bir yankı, hatta tam anlamıyla bir sarsıntı yarattı. Ne yazık ki gerçeği saklayamayız: “O bir kürek mahkûmuydu” sözleri duyulur duyulmaz, neredeyse herkes ondan uzaklaştı. Yaptığı onca iyilik iki saat içinde unutuldu ve geriye sadece “eski bir mahkûm” kaldı. Oysa Arras’taki […]

Continue Reading

Sefiller – Sekizinci Kitap – III. Bölüm

JAVERT’İN MEMNUNİYETİ Olaylar şu şekilde gelişti: Gece yarısını yarım saat geçmişti ki Mösyö Madeleine, Arras ceza mahkemesinin salonundan çıktı. Önceden yer ayırttığı posta arabasına yetişmek için doğruca kaldığı hana gitti. Sabahın erken saatlerinde, altıya doğru Montreuil-sur-Mer’e vardı ve ilk işi, Mösyö Laffitte’e yazdığı mektubu postaya vermek oldu. Ardından, doğrudan hastaneye giderek Fantine’i görmek istedi. Bu […]

Continue Reading

Sefiller – Yedinci Kitap – XI. Bölüm

Champmathieu, giderek daha da şaşırıyordu. Evet, o gerçekten de oydu. Yazıcının lambasının ışığı, yüzünü aydınlatıyor ve her şeyi net bir şekilde ortaya koyuyordu. Şapkasını elinde tutuyor, kıyafetlerinde hiçbir düzensizlik yoktu; ceketi düzgünce düğmelenmişti. Yüzü solgundu ve titreyen elleriyle zar zor ayakta duruyordu. Arras’a ilk geldiğinde saçları henüz griydi, ancak şimdi tamamen beyazlaşmıştı. Bir saat önceki […]

Continue Reading

Sefiller – Beşinci Kitap – VII. Bölüm

Fauchelevent Paris’te Bahçıvan Oluyor Fauchelevent, kazada diz kapağını yerinden çıkarmıştı. Père Madeleine, onu fabrikasında işçileri için kurduğu ve iki rahibenin hizmet verdiği revire yatırdı. Ertesi sabah, yaşlı adam, yatağının başucunda bin franklık bir banknot buldu. Yanında Père Madeleine’in el yazısıyla yazılmış bir not vardı: “Arabanızla atınızı satın alıyorum.” Oysa araba hurdaya dönmüş, at ise çoktan […]

Continue Reading

Sefiller – Beşinci Kitap – II. Bölüm

Madeleine O, ellilerinin ortasında bir adamdı; yüzünde belirgin bir endişe vardı, fakat asıl olan, yüreğiyle çok iyi bir insandı. Söylenecek tek şey buydu. Sanayinin hızla gelişmesiyle Montreuil-sur-Mer, önemli bir ticaret merkezi haline gelmişti. İspanya, her yıl büyük miktarda siyah kehribar alıyordu ve bu ticaret sayesinde Montreuil-sur-Mer, Londra ve Berlin ile adeta rekabet eder hale gelmişti. […]

Continue Reading