Sefiller – İkinci Kitap – VI. Bölüm

Jean Valjean Gecenin bir vakti, Jean Valjean aniden uyandı. Brie bölgesinden, yoksul bir köylü ailesinin çocuğuydu Jean Valjean. Çocukluğu boyunca ne bir okul yüzü görmüş ne de okuma yazma öğrenme fırsatı bulmuştu. Genç bir adam olduğunda, Faverolles’da ağaç budayarak geçimini sağlamaya başlamıştı. Annesi Jeanne Mathieu, babası ise Jean Valjean ya da bazılarına göre Vlajean’dı. Bu […]

Continue Reading

Sefiller – İkinci Kitap – V. Bölüm

Sükûnet Kardeşine iyi geceler dileyen Piskopos Bienvenu, masanın üzerindeki iki gümüş şamdanın birini aldı ve diğerini misafirine uzatarak nazikçe, – Bayım, sizi odanıza götüreyim, dedi. Adam, tek kelime etmeden onu takip etti. Daha önce anlatıldığı gibi, bu mütevazı evin düzeni bir hayli ilginçti. Oratoryoya bağlı olan yatak hücresine ulaşmak ya da oradan çıkmak için mutlaka […]

Continue Reading

Sefiller – İkinci Kitap – II. Bölüm

Tedbir, Bilgeliğin Tavsiyesidir O akşam Digne Piskoposu, şehirde yaptığı uzun gezintisinin ardından odasına çekilmiş ve gece geç saatlere kadar orada kalmıştı. Üzerinde titizlikle çalıştığı Görevler Üzerine adlı eseri vardı, ancak maalesef bu çalışma henüz tamamlanmamıştı. Derin bir konu olan bu eserde, Kilise Babaları ve ilahiyatçıların öğretilerini dikkatle incelemekteydi. Kitap, iki ana bölüme ayrılmıştı: birinci bölüm, […]

Continue Reading

Sefiller – İkinci Kitap – Düşüş – I. Bölüm

Bir Yürüyüş Akşamı Ekim 1815’in ilk günlerinde, güneş batmadan yaklaşık bir saat önce, yaya olarak seyahat eden bir adam, Digne adlı küçük kasabaya vardı. O sırada pencerelerden bakan ya da evlerinin kapısında duran az sayıdaki kasaba sakini, bu yabancıyı tedirgin bir merakla süzüyordu. Görünümü öylesine perişandı ki, böylesini görmek oldukça zordu. Adam orta boylu, yapılı […]

Continue Reading

Sefiller – XIV. Bölüm

Düşünceleri Son Bir Söz Bu tür ayrıntılar, özellikle günümüzde, moda tabirle söylemek gerekirse, Digne Piskoposu’na bir “panteist” havası verebilir. Hatta bazıları, onun, zamanımızda sadece zihinlerde filizlenip büyüyerek dinlerin yerini alan kişisel bir felsefeye sahip olduğu fikrini bile düşünebilir. Fakat şunu açıkça belirtmek gerekir ki, Monsenyör Bienvenu’yu tanıyan hiçbir kimse, onun hakkında böyle bir düşünceyi haklı […]

Continue Reading

Sefiller – XIII. Bölüm

Onun İnancı Dini bakış açısını sorgulamak, Digne Piskoposu için gereksizdir. Böyle saf bir ruh karşısında tek hissettiğimiz şey, derin bir saygıdır. Doğru bir insanın vicdanına güven duyulur, sözlerine inanılır. Dahası, bazı özel karakterler için, bizlerin inançlarından farklı bir inançta olsa bile, insan erdeminin en yüce değerlerinin orada da yeşerebileceğine inanırız. Bu öğreti ya da gizemlerle […]

Continue Reading

Sefiller – XI. Bölüm

Bir Uyarı Monseigneur Bienvenu’yu “bir filozof piskopos” ya da “vatansever bir rahip” olarak görmek, büyük bir yanılgıdır. Onun, neredeyse “birleşme” olarak tanımlanabilecek G ile karşılaşması, içinde hafif bir şaşkınlık uyandırmış ve onu daha da yumuşak bir insan haline getirmiştir. Gerisi ise bundan ibarettir. Monseigneur Bienvenu, her şeyden önce, siyasi bir figür olmaktan oldukça uzaktı; ancak […]

Continue Reading

Sefiller – X. Bölüm

Başpiskopos, Bilinmeyen Bir Işığın Huzurunda “Önceki sayfalarda bahsi geçen mektuptan kısa bir süre sonra, başpiskopos, şehir halkının gözünde dağlardaki haydutların arasından geçmekten bile tehlikeli sayılabilecek bir işe girişti. Digne yakınlarındaki kırsal bir bölgede, yalnız başına yaşayan bir adam vardı. Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse, bu adam eski bir Devrim Meclisi üyesiydi. Adı ise G. olarak biliniyordu.” […]

Continue Reading