Uyanan Adam Gece yarısını geçerken, katedralin çanları ikiye vurduğunda Jean Valjean uykusundan sıçradı. Onu uyandıran, çanların sesi değil, yatağın beklenmedik derecede rahatlığıydı. Yirmi yıldır bir yatakta uyumamış bir adam için bu his başlı başına yabancıydı. Giysilerini çıkarmamış olsa bile, bu alışılmadık konfor onun uykusunu bölebilecek kadar etkiliydi. Dört saat boyunca kesintisiz uyumuştu. Vücudu dinlenmiş, yorgunluğu […]
Continue Reading
Dalga ve Gölge Bir adam denize düşer! Ne önemi var ki? Gemi yolundan sapmaz. Rüzgâr eser, rotası karanlık bir zorunluluğun elindedir. Gemi ilerler, yoluna devam eder. Adam suya gömülür, ardından yeniden su yüzüne çıkar. Çırpınır, haykırır, kollarını uzatır; ama nafile. Kimse onu duymaz. Gemi, fırtınanın pençesinde kendi varoluş mücadelesine odaklanmıştır. Ne mürettebat ne de yolcular, […]
Continue Reading
Umutsuzluğun Derinlikleri Haydi bunu ifade etmeye çalışalım. Toplum, kendi elleriyle yarattığı bu gerçeklerle yüzleşmek zorunda. Çünkü böylesi şeyler onun eseridir. Daha önce de söylediğimiz gibi, o bir cahildi; ama aptal değildi. İçinde yanıp duran bir ışık, karanlıkla boğuşan bir parıltı vardı. O ışık, felaketin kendine has aydınlığıyla daha da parladı. Dayakların acısıyla, zincirlerin ağırlığıyla, zindanların […]
Continue Reading
Le dedans du désespoir. Essayons de le dire. Il faut bien que la société regarde ces choses puisque c’est elle qui les fait. C’était, nous l’avons dit, un ignorant ; mais ce n’était pas un imbécile. La lumière naturelle était allumée en lui. Le malheur, qui a aussi sa clarté, augmenta le peu de jour […]
Continue Reading
Jean Valjean Gecenin bir vakti, Jean Valjean aniden uyandı. Brie bölgesinden, yoksul bir köylü ailesinin çocuğuydu Jean Valjean. Çocukluğu boyunca ne bir okul yüzü görmüş ne de okuma yazma öğrenme fırsatı bulmuştu. Genç bir adam olduğunda, Faverolles’da ağaç budayarak geçimini sağlamaya başlamıştı. Annesi Jeanne Mathieu, babası ise Jean Valjean ya da bazılarına göre Vlajean’dı. Bu […]
Continue Reading
Jean Valjean. Vers le milieu de la nuit, Jean Valjean se réveilla. Jean Valjean était d’une pauvre famille de paysans de la Brie. Dans son enfance, il n’avait pas appris à lire. Quand il eut l’âge d’homme, il était émondeur à Faverollesa. Sa mère s’appelait Jeanne Mathieu ; son père s’appelait Jean Valjean, ou Vlajean, […]
Continue Reading
Sükûnet Kardeşine iyi geceler dileyen Piskopos Bienvenu, masanın üzerindeki iki gümüş şamdanın birini aldı ve diğerini misafirine uzatarak nazikçe, – Bayım, sizi odanıza götüreyim, dedi. Adam, tek kelime etmeden onu takip etti. Daha önce anlatıldığı gibi, bu mütevazı evin düzeni bir hayli ilginçti. Oratoryoya bağlı olan yatak hücresine ulaşmak ya da oradan çıkmak için mutlaka […]
Continue Reading
Tranquillité. Après avoir donné le bonsoir à sa sœur, monseigneur Bienvenu prit sur la table un des deux flambeaux d’argent, remit l’autre à son hôte, et lui dit : – Monsieur, je vais vous conduire à votre chambre. L’homme le suivit. Comme on a pu le remarquer dans ce qui a été dit plus haut, […]
Continue Reading
Détails sur les fromageries de Pontarlier. Maintenant, pour donner une idée de ce qui se passa à cette table, nous ne saurions mieux faire que de transcrire ici un passage d’une lettre de mademoiselle Baptistine à madame de Boischevron, où la conversation du forçat et de l’évêque est racontée avec une minutie naïve : « […]
Continue Reading
Pasif İtaatin Kahramanlığı Kapı birdenbire açıldı. Genişçe aralanmış, sanki güçlü bir irade tarafından itilmişti. Bir adam içeri girdi. Bu adamı hatırlıyorduk elbette: Daha az önce barınacak bir yer ararken sokakları arşınlayan o yolcu. Adam bir adım atarak odanın ortasında durdu, ardından kapıyı arkasında açık bıraktı. Omzunda ağır bir çuval, elinde bir sopa taşıyordu. Sert, cesur, […]
Continue Reading